
AKUPUNKTUR
Geleneksel Çin Tıbbı Çin halkının hastalıklara karşı binlerce yıllık bir çalışmasının ürünüdür. Eski Çinliler hastalıklara iyiliğin bozulması anlamında bakarlardı. Birçok kültürde de bu böyledir. Örneğin ingilizce:disease=hastalık demektir, dis-ease=rahatlığın tersi. Vucutta dengede bulunan YİN ve YANG adlı iki prensibin dengede olma halinin bozulması ile hastalıklar oluşur. Akupunktur tedavisinin temelini insanı organik bir bütün kabul ederek Yin ve Yang arasındaki balansı dengeye getirmek oluşturur.
Geleneksel Çin Tıbbının ana konuları; Yin-Yang, beş element teorisi, kanallar ve kollateraller teorisi, Qi, kan ve vücut sıvıları,etiyoloji, teşhis metodları, semptom kompleksleri ve farklılıklarıdır. Yin-yang ve beş element teorileri materyalizmin sade düşüncesini, diyalektiğini ve değişik boyutlardaki objektif düşünce kanunlarını yansıtmaktadır. Bu iki teori tabii ki evrende bulunan herşeyi izah etmemektedir fakat Geleneksel Çin Tıbbını anlamaya başlamak için yeterlidir.
YİN-YANG NEDİR?
YİN-YANG: Hepimiz günlük yaşantımızda bu iki kelimeyi ifade eden eş anlamlı kelimeleri sıklıkla kullanırız. Ör: Kadın-erkek, olumlu-olumsuz, sıcak-soğuk, pozitif elektrik-negatif elektrik. Yin ve yang arasında aşağıdaki şekilde bir ilişki vardır.
1. Yin ve Yang arasında zıtlık: Yin ve yang farklı karakterde ve farklı özelliklerdedir. İki şey arasında zıt ilişki yoksa bunlar yin ve yang olarak ayrılamazlar. Yin ve yang sadece var olan şeylerin mukayesesi, çeşitli kondisyonların değişimindeki uygunluklar ve geçişleri izah etmek, iki zıt şeyin, görüntü veya görüşün birbirine transformasyonunu izah etmek için vardır. Yin ve yang gerçek absolute şeyler değillerdir, tamamen gerçekci bir anlam içermektedirler. Örneğin insan vücudu yin ve yang olarak ikiye ayrılır. Vücudun görünen dış yüzü yang iken Zang-Fu organlar (iç organlar) yin karakterindedir. Vücudun dış kısmı yang olduğu halde sırt kısmı yang, göğüs ve karın yin özelliğindedir. Zang-Fu organlar da kendi içinde yin ve yang olarak ayrılır.
2. Yin ve Yang arasında birbirine bağımlılık: Bunun anlamı biri olmazsa diğerinin de olamayacağıdır. Yani bir yerde yang yoksa yin de yoktur. Yani gece olmazsa gündüz de olmaz, eksitasyon olmazsa inhibisyon da olmaz. Yang Yin’ e dayanarak var olurken Yin de Yang’ a dayanarak varlığını korur, bunlar birbirine destek oldukları sürece vardırlar ve tek bir varlığın içinde aynı zamanda mevcutturlar. Bu karşılıklı dayanışma ilişkisi Yin ve Yang’ ın koordinasyonunu ve aralarındaki dengeyi oluşturur, bu denge ve koordinasyon da fizyolojik aktivitelerin yaşamsal garantisidir. Yin ve Yang arasındaki relativ denge ve uyum kaybolduğunda patolojik değişiklikler ortaya çıkmaktadır.
3. Yin ve Yang arasındaki birbirine destek olmak ve birbirini tüketmek: Ekzojenik patojenik Yin’ in hiperaktivitesi (soğuk ve nem) insan vücudunun fonksiyonel enerjisi Yang’ ın tükenmesini oluşturur ve yinin artmasıyla yaralanan yang fonksiyonel enerji soğuk tabiatlı (cold) semptom kompleksleri meydana getirir. Yang ekzojenik patojenik faktörlerin (rüzgar, sıcaklık, kuruluk) hiperaktivitesinde vücuttaki yin vücut sıvıları kolaylıkla azalır ve sıcak tabiatlı (heat) semptom kompleksleri oluşur, yang yükselmiş yin yaralanmıştır.Soğuk veya sıcak tabiatlı semptom komplekslerine sebep olan ekzojenik patojenik faktörlerin hiperaktif olduğu durumlarda Shi (aşırı,taşkın) tip rahatsızlıklar ortaya çıkar. Vücut direncinin hipoaktivitesi ile Xu (yetersizlik) tipi Sıcak veya soğuk t semptom kompleksleri oluşur. Bu iki tipin patolojileri farkli oldugu gibi tedavi metodları da farklıdır. Soğuk semptom kompleksleri için sıcak tedavi prensipleri uygulanırken, Sıcak semptom kompleksleri için soğuk tedavi metodları, Xu tipi hastalarda kuvvetlendirici, Shi tipi hastalıklarda yatıştırıcı tip tedavi uygulanır.
4. Yin ve Yang’ ın birbirine transformasyonu.
BEŞ ELEMENT TEORİSİ NEDİR?
Bu teori doğada mevcut olan her şeyin beş temel materyalin hareketinden ve değişiminden oluştuğunu anlatır. Bunlar; ODUN, ATEŞ, TOPRAK, METAL ve SU’ dur. Geleneksel Çin Tıbbında insan vücudundaki fizyolojik ve patolojik ilişkileri değerlendirmek için beş element teorisi bir araçtır.. Ör; odun; anlamı büyüme ve gelişmedir, yaşamdır, canlılıktır. Engellenemez şekilde büyür, gelişir ve yukarı doğru yükselir. Beş element arasında birbirini destekleme ve birbirini engelleme şeklinde bir ilişki vardır. Örneğin odun ateşi oluşturur, ateşten kül olup toprağa dönüşüm vardır. Metal topraktadır. Vücudun yapı taşı olan mineraller topraktadır ve su hayatı sembolize eder, yani oduna can veren, ateşi söndüren element sudur. Engelleme ilişkisi ise şöyledir. Odun kökleri ile toprağı tutar ve onun akıp gitmesine engel olur. Toprak ise suyu emer içine alır. Metal odunu durdururken ağaç da toprağı durdurur. Beş element arasindaki ilişkiye Çinliler ANA-OĞUL ilişkisi de derler. Tıpkı anne evladını beslediği gibi onun aşırılıklarını da frenler.
ZANG-FU: İnsan vücudundaki iç organları ifade eder. Organların böyle ikiye ayrılmasının nedeni fonksiyonlarındaki farklılıktır. Zang; besleyici maddelerin özlerini imal eder ve bunları biriktirir. Fu; gıdaları alır, sindirir, atık maddeleri salgılar ve atar.
Kanallar ve kollaterallerin görevleri; Qi ve kanın vücutta sirkülasyonu sağlamak, dokuları besleyip ısıtmak, Zang-Fu organların bütünlüğünü sağlamak dört ekstremitenin, cildin, kasların, tendonların ve kemiklerin fonksiyonlarını düzenlemek, organik bütünlüğü sağlamaktır. Kanalların ve kollaterallerin fonksiyonel güçlerinde düşme olursa organizma ekzojenik patojenik faktörlere açılır, bundan sonra da patojenik faktörler kanallar ve kollateraller vasıtasıyla vücudun içlerine, derinliklerine nüfuz ederler, ilgili organlara ait semptomlar ve hastalıklar ortaya çıkar
KLASİK ÇİN TIBBINA GÖRE AKUPUNKTUR NEDIR?
Klasik Çin tibbinda insan yasayan evrenin bir parçasi olarak kabul edilir ve herseyin içinde varolan evrensel gücün insanin da içinde bulunduguna inanilir. “Chi” adi verilen bu enerji insan vücudunda “meridyen” denilen kanallarda dolasir. Akupunktur yöntemi ile bu kanallarda meydana gelen enerji dolasim engelini ortadan kaldirarak dengeyi saglamak ve bu sekilde hastaligi önlemek amaçlanir.
Insan vücudunun kendi kendini onarim gücü çok yüksektir. Vücudumuzda bu gücü harekete geçiren belli uyari noktalari vardir ki, bunlara “akupunktur noktalari” denir. Bu noktalar uyarilarak vücudumuzdaki enerji dolasimi normale döndürülür ve hastalik hali ortadan kaldirilir. Böylece organizma ilaç tedavisine gerek kalmadan, kendi olanaklariyla hastaligin ortadan kalkmasini saglar. Hastaligin belirtilerine degil, nedenine yönelik bir tedavi metodudur.
Akupunktur organizmanin kendi kendini tedavi ettigi bir metottur ve en önemli özelligi yan etkisinin olmamasidir. Bu tedavi metodunu üç ana baslik altinda toplayabiliriz:
1. Çesitli hastaliklarin tedavisi
2. Analjezi-anestezi
3. Aliskanlik tedavisi
AKUPUNKTUR FELSEFESI
Bati düsüncesi olaylari sebep-sonuç iliskisi içinde degerlendirir. Çin düsüncesine göre ise, çesitli olgular bir bütünlügün parçasidir ve birbirleriyle iliski içindedir.
Düsünce temelindeki bu farkliliklar, tibbi uygulamada da kendini gösterir. Bati tibbi analitiktir; derin nedensel baglantilara girer, ayrintili siniflamalar yapar. Çin tibbinda ise, semptomlar ve bulgular hep birlikte degerlendirilerek toparlanir ve bir bütüne varilmaya çalisilir. Çin tibbina göre hastalik belirli bir zamanda, belirli bir kiside ortaya çikan bir olgudur. Hastalik degil, hasta ön planda degerlendirilir. Buna göre, Geleneksel Çin Tibbi'nda zihinsel, duygusal ve fiziksel bulgular birlikte ele alinir.
Vücutta Yin ve Yang adi verilen birbirine zit, ancak uyum içinde iki enerji vardir. Bunu gösteren ambleme Taiji (Büyük Ikilem) denir. Siyah Yin'i, beyaz Yang'i simgeler. Ancak, Yin'in içinde Yang, Yang'in içinde de Yin vardir. Yin ve Yang'in dengelenmesi normallige, dengenin bozulmasi anormallige yol açar. Dengesiz Yin ve Yang, denge arayisi içerisinde sürekli kendilerini degistirirler. Bu dengenin saglanmasi için doktor igneler ile, ilgili akupunktur noktalarini uyararak hastayi tedavi eder.
GELENEKSEL ÇİN TIBBINDA AKAPUNKTUR'UN TARİHÇESİ
Akupunkturun başlangici Çin'de neolitik döneme kadar uzanmaktadir. Çok muhtemeldir ki, insanlar günlük tecrübeleri sonunda vücut yüzeyindeki agrili noktalara bastirilmasiyla agri kesici etkinin oluştugunu saptamişlar ve başlangiçta az çok sivri cisimlerle bu tür bir tedavi uygulamişlardir. Bunun ilk delilleri "Bian Taşlari" denilen taşlardir. Bunlarin en eskileri kuzey Çin'deki kazilarda saptanmiştir (Shandorf eyaleti). 10 000-4 000 yaşlari arasinda olduklari tahmin edilmektedir. Uzunca, ince ve sivri yontulmuş 45mm uzunlugunda ve 4mm genişliginde dibi künt olan taşlardir. Bian taşlari kismen günümüze kadar bu amaçla kullanilmiş ve zaman zaman igne (zhen) ve taş (bian) tabirleri zhenbian şeklinde kaynaşmiştir (Wang 1981). Bian taşlari ve daha sonra kemikler, agaç dallari, veya seramik cisimlerle vucut yüzeyindeki agrilar bizde kullanilan locus-dolendi ignelemesi tarzinda tedavi edilmiştir.
Şimdiye kadar bilinen en eski metal igneleri Bati Han saltanati (MÖ 206-MS 24) dönemine aittir.
Akupunkturla Tedavi Edilen Hastaliklar
Dünya Saglik Örgütü'nün (WHO) yayinladigi raporlara göre, akupunktur yan etkisi olmayan bir metottur. Akupunktur konusunda dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, bu tedavi yöntemini uygulayan merkezlerin güvenirligidir.
Akupunkturla Tedavi Edilen Hastaliklar (WHO):
Solunum Yolu Hastaliklari: Astim - Bronsit - Sinüzit - Larenjit - Farenjit - Tonsillit - Soguk alginligi
Sindirim Sistemi Hastaliklari: Aft - Dis Agrisi - Gingivit (diseti yangisi) - Yemek borusu ve kardia spazmi - Gastrit - Ülser - Kabizlik - Ishal - Kolit
Üro-genital Sistem Hastaliklari: Enüresis nokturna (gece altini islatma) - Sistit - Adet düzensizligi - Agrili adet - - Kisirlik (infertilite)
Endokrin Hastaliklar: Guatr - Diabet (seker hastaligi)
Cilt Hastaliklari: Akne - Psöriazis (sedef) - Zona ve sekeli - Vitiligo - Ürtiker - Ekzema
Nörolojik Hastaliklar: Migren ve diger bas agrilari - Fascial paralizi (yüz felci) - Trigeminal nevraji - Dupuytren kontraktörü - Kas hastaliklari - Serebral Palsy - Meniere hastaligi
Psikiatrik Hastaliklar: Stres - Depresyon - Uyku bozukluklari - Psikosomatik hastaliklar - Kekemelik - Tikler
Kalp-Damar Hastaliklari: Tasikardi - Ritm bozuklugu - Hipertansiyon - Hipotansiyon
Romatizmal Hastaliklar: Romatoid Artrid - Behçet - Lupus - Raynaud hastaligi - Tennis elbow - Artozlar (kireçlenme) - Boyun-bel-diz agrilari
Aliskanliklar: Sigara - Alkol
Allerjiler
Diger: Kronik yorgunluk - El-ayak yanmalari - Asiri terleme - Sellülit - Obezite (sismanlik)
Bardak kapama nedir?
Bardak kapama bir tedavi yöntemidir. Bu yöntemde bir metal, ahşap veya cam bardağın içinde kısmi bir vakum oluşturulur. Daha sonra akupunktur noktaları emme uygulanarak uyarılır. Bu teknik, bölgede kan toplanmasını sağlar, ve bu yolla uyarım yapar. Bardak kapama sırt ağrıları, bel ağrısı, burkulma, hafif doku yaralanmaları içn kullanılır ve kronik bronşit vakalarında akciğerlerden su azaltımına yardım eder.
KULAK AKUPUNKTURU
Auricular terapi olarakda bilinen kulak akupunkturu Geleneksel Çin Tıbbı’ nın temelleri üzerine kurulmuştur.
Kulak akupunkturu nedir?
Auricular terapi olarakda bilinen kulak akupunkturu Geleneksel Çin Tıbbı’ nın temelleri üzerine kurulmuştur. Auricular terapi bağımlılık tedavisi, duygudurum bozukluğu, obezite, acı ve diğer durumlarıda içeren bir çok konuda geniş çapta kullanılmaktadır. Bu tıb sistemi tüme dayalı bir yaklaşımı vurgular, bu yaklaşım bütün olarak bir insanı tedavi eder. Kulak üzerinde bulunan bu akupunktur noktaları ile vücuttaki iç organların, yapısını, ve fonksiyonlarını düzenler.
Auricular terapinin Çin de kullanımının uzun bir hikayesi vardır. Eski zamanlardan kalma çok ünlü Çin Tıbbı kitaplarından olan “Sarı Hükümdar’ ın Klasik Dahiliye Yapıtı” nda değinilmiştir. Yakın zamanda, auricular terapi vücudun pozitif kimyasal maddelerinden endorfin yayılım uyarımını göstermiştir.
Tedavide kulak akupunkturu nasıl kullanılır?
Kulak akupunkturu genellikle, normal akupunktur tedavilerinin içine dahil edilir. Daha açıkça söylemek gerekirse vücudun geri kalan akupunktur noktalarını kullanılabilmesi için, akupunkturcunuz öğle az sayıda akupunktur noktaları seçmeliki, bunlar sizin o anki durumunuza yardımcı olabilecek noktalar olsun.
Kulak tohumları ve kulak iğneleri nedir?
Kulaktaki akupunktur noktaları belki de uzun bir süreden beri kulak tohumları ve kulak iğneleri ile uyarılmaktadır. Kulak tohumları Vaccaria bitkisiden elde edilen küçük tohumlardır. Bu tohumlar kulak üzerindeki yerlere küçük yapışkan bantlar ile tutturulur. Kulak tohumları, kulakta birkaç günden, iki haftaya kadar bırakılabilir. Kulak iğneleri, yapışkan destekli çok küçük iğnelerdir. Kulak iğneleri, kulağa geçirilir ve kulakta birkaç günden, iki haftaya kadar bırakılabilir.
ÇİN MASAJI
Hastalıkları önleme ve vücudu geliştirme amaçlarına yönelik olarak insan vücudundaki kanallara ve akupunktur noktalarına eller veya kollarla yapılan ovma işlemi masaj olarak adlandırılır.
Masajın temel yöntemi
Masaj geleneksel Çin tıbbı kuramının ışığı altında hastalıkların ayırd edilmesi ve sınıflandırılması ilkesiyle yapılır. Masaj ilaç içilmesini gerektirmediği için yan etkisi olmayan ve birçok hastalığı tedavi edebilen, çok kolay bir yöntemdir. Masajın tedavi edebildiği hastalıklar çok fazladır. Aralarında boyun, sırt, bel, kollar ve bacakları kapsayan kemik ve kas hastalıkları bulunur.
Masaj ellerin kullanım yönetimiyle ilgili standartlara ve gereksinimlere uygun tekniklerle yapılmalıdır. Temel teknik gereklilik, masajın kalıcı, kuvvetli, dengeli, yumuşak ve derin şekilde yapılmasıdır. Masajın yapılmasında yalnız eller değil ayaklar ve kollar veya diğer özel masaj aletleri kullanılır. Bazen özel masaj ilaçları da kullanılır. Meselâ; masaj merhemi, masaj kremi, Dongqing Yağı, Honghua Yağı, talk pudrası ve diğer kayganlaştırıcı maddeler. Masaj yöntemleri çok fazladır. Genellikle şu yöntemler uygulanır: İletme, basma, bir parmakla basma, ovma, tutma sallama, vurma vesaire.. Değişik durumlara göre, kendi kendisine masaj yapmak ve yaptırmak mümkündür. Masaj yapılmasının belli başlı amacı, hastalıkları tedavi etmektir. Kendi kendine masaj yapmanın başlıca amacı, hastalıkları önlemek ve sağlık durumunu iyileştirmektir.
Masajın verimliliği
Masajın yararları şunlardır:
Birincisi; iç organların işlevini düzenlemek. Geleneksel Çin tıbbı, iç organların işlevlerini normal bir şekilde yerine getirememesinin insan vücudunda hastalığın ortaya çıkmasına neden olduğu görüşündedir. Masaj yoluyla ise anormal çalışan iç organların fonksiyonu iyileştirilerek, normal çalışma durumuna yeniden dönüştürülecektir. Bu yöntemle hastalık tedavi edilirken, sağlık durumu da düzelir.
İkincisi; esas ve yan kanalları açarak, enerjiyi ve kan dolaşımını sağlamak. Enerji ve kan hayatı koruyan önemli maddelerdir. Esas ve yan kanallar, insan vücudunda enerji ve kan taşıma ve bağlantı oluşturma görevlerini üstlenir. Esas ve yan kanallarının normal çalışamaması durumunda, insanlar iç hastalıklara yakalanır. İç organların hastalığa yakalanması esas ve yan kanallardaki aksaklıklarla fark edilir. Masaj esas ve yan kanalların çalışmasını düzeltirken, enerji ve kanın yeterli ve sağlıklı dolaşmasını sağlar. Böylece iç organların işlevleri düzenlenirken, hastalıkların önlenmesi ve tedavi edilmesi amacına ulaşılır.
Üçüncüsü; kas, sinir ve kemikleri rahatlatmak. Masaj insanın teninde yapılmasına rağmen verimi kas, kemik ve damarlarda kendini gösterir. Masaj, kas ve kemik rahatsızlıklarını dolaysız olarak tedavi eder. Bunun için, hem iç hastalıklar, hem de diğer hastalıklar masajla tedavi edilir.
İSTANBUL'DA AKUPUNKTUR; JIE SAZCI
Etiler Nispetiye' de Çinli bir doktor var; adı Jie Sazcı... Ülkesinde tıp fakültesi bitirip
genel cerrah olmuş, ama ününü akupunktura borçlu. Hastalarının felç, şişmanlık, sigara alışkanlığı, siyatik, bel-boyun fıtığı ve romatizmal sorunlarına derman oluyor.
Dr. Jie Sazcı Kimdir?
Dr. Jie Sazcı (WHO) Dünya Sağlık Teşkilatı'nın tanıdığı Sun Yet Sen Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun olup. genel cerrah olarak üniversitenin hastanesinde çalışmış. Japonya Kyoto Üniversitesi ve Kanada Calgar Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde genetik bilimsel araştırma yapmış. 1997 yılından beri de istanbul Tabipler Odası'nın kayıtlı üyesi. Dr. Jie Sazcı modern tıp ve geleneksel Çin tıbbı felsefesini bir araya getirip çeşitli akupunktur teknikleri kullanarak Türk halkına ve Avrupa ülkelerinden gelen bir çok hastaya şifa dağıtıyor. Özellikle ağrıların tedavisi, migren, bel ağrıları, bel ve boyun fıtıkları, siyatik, yüz ve vücut felçleri, romatizmal hastalıklar, artrozlar (kireçlenme), bel-boyun-diz-kalça. disk herniasyonu. nevralji, periferik nöropati gibi rahatsızlıkları tedavi eden Dr. Jie Sazcı alışkanlıklar, sigara, alkol ve obesite konusunda başarılı sonuçlar elde etmiştir.
Ayrıca son yıllarda gittikçe popülerleşen psikiyatrik rahatsızlıklar: stres, depresyon, panik atak. uyku bozuklukları ve hormonal dengesizlik üzerinde de akupunktur teknikle çalışmalarına devam etmekte.
Dr.Jie Sazcı'ya haftanın 7 günü 08:00-20:00 saatleri arasında alacağınız randevu ile ulaşabileceğinizi de belirtmek isteriz.
Çin kökenli akupunktur, doğunun en eski ve en bilinen tedavi yöntemlerinden biridir. Çoğu zaman modern tıbba alternatif olarak gösterilen doğal terapidir. Aslında bir alternatif değil tamamlayıcı yöntemdir. Çin tıbbında semptomlar ve bulgular bir arada değerlendirilerek toparlanır ve bir bütüne varılmaya çalışılır. Çeşitli olgular bir bütünün parçasıdır ve birbirleriyle ilişki içindedir. Hastalık belirli bir zamanda, belirli bir kişide ortaya çıkan bir olgudur. Geleneksel Çin tıbbında zihinsel, duygusal ve fiziksel bulgular birlikte ele alınır. Öncelikle değerlendirilmesi gereken hastalık değil, hastadır, insan vücudunda Yin ve Yang adı verilen birbirine zıt ancak uyum içinde iki enerji bulunur. Yin'in içinde Yang, Yang'ın içinde de Yin vardır. Yin ve Yang'ın dengesinin bozulması anormalliğe yol açar, hastalık ortaya çıkarır. Akupunktur noktalarının uyarılması bu dengenin sağlanmasını sağlar ve hastalığın sebeplerine yönelik bir tedavi metodudur.
Akupunktur noktası uyarılınca buradan başlayan lokal hücresel uyarılar sinirsel iletişim yoluyla önce beyine ulaşır ve beyinden organlara gönderilir. Böylece vücudumuzda yeterince olması gereken kimyasal maddeler, hormonlar, enzimler özellikle endorfinler ve serotoninlerin sentezi sağlan vücut kendi kendini onarır.
Dr. Jie Sazcı
Nispetiye Mh. Nispetiye Cad. Petrol Sitesi Blok 6 D.6 LEVENT / İST
Tel: 0212 - 352 45 22 - 352 53 44 - 45 Fax: 0212 - 352 53 46
E- Mail: jiesazci@yahoo.com
ÇİN ECZACILIĞI
Geleneksel Çin ilaçları, geleneksel Çin tıbbının hastalığı önlemek, tedavi ve muayene etmek için kullandığı ilaçlardır. İlâçların kaynağı, doğadan işlenerek elde edilen maddelerdir. Aralarında bitkisel, hayvansal, madensel, kimyasal ve biyolojik maddeler bulunur. Geleneksel Çin ilaçlarının bulunuşu ve kullanılışı Çin’de binlerce yıllık geçmişe sahiptir. Geleneksel Çin İlaçları terimi ise bir isim olarak geç ortaya konuldu. Sadece Batı tıbbının Çin’e girmesinden sonra iki tıp arasındaki değişikliklerin tarif edilmesi amacıyla geleneksel Çin ilaçları da bir kelime olarak saptandı.
Geleneksel Çin Eczacılığının Tarihi
Çin tarihinde “Doktorun bir günde tattığı 100’den fazla çeşit bitki arasında 70’inde zehir olur” hikâyesi yaygınlaşmaktadır. Bu hikâye eskiden halkın doğa ve hastalıkla mücadele yaptığı dönemde, ilaçların bulunmasında, tecrübe kazanmak için çetin çaba harcadığını belirtir. Bu, üretim ve çalışmanın, geleneksel Çin ilacının menşesi olduğunu kanıtlar.
Çin’in Xia, Shang ve Zhou hanedanlıklarında ( M.Ö 22. yüzyılın sonundan 256 yılına dek), Çin’de ilaçlı içkiler ve ilaçlı sular yapılabilirdi. Xizhou Hanedanlığı’nda (yaklaşık M.Ö 11. yüzyıl–771 yılında) yayımlanan “Shijing” adlı bir şiir koleksiyonu, şimdiye kadar bulunan en erken ilaçları tarif eden kitaptır. Şu an bilinen en eski Çin tıbbı teorisi kitabı olan “Neijing” ise, bir dizi geleneksel Çin tıbbı teorisi ileri sürerek, geleneksel Çin eczacılığının temel teorisini oluşturur.
Şimdiye kadar bulunan en eski eczacılık kitabı olan “Shennong Bencaojing” adlı bitkisel ilaçlarla ilgili kitap, Qin ve Han hanedanlıkları arasındaki dönemde (M.Ö 221-M.S 220 yılları) birçok tıbbî uzman tarafından toplanan bilgilerin özetlenmesiyle yazıldı. Bu kitapta yer alan 365 çeşit ilaç günümüzde hâlâ kullanılıyor. Bu eczacılık kitabının yayımlanması, geleneksel Çin eczacılığının esaslarının oluştuğuna işaret etti.
Tang hanedanlığında (618–1644) ekonominin gelişmesi, geleneksel Çin eczacılığının gelişmesini sağladı. Tang hükümeti, öncelikle dünyada “Tang Bencao” adıyla tanınan bitkisel ilaçlara ilişkin kitabın düzenlenmesi çalışmasını tamamladı. Tüm kitapta, toplam 850 çeşit bitkisel ilaç toplandı ve resimlerle tarif edildi. Dolayısıyla geleneksel Çin eczacılığı daha da geliştirildi.
Ming hanedanlığına kadar (1368–1644), Çinli eczacı Li Shizhen, 27 yıl süren çalışmayla, ünlü geleneksel Çin eczacılığı eseri olan “Bencao Gangmu”yu tamamladı. Kitabın tamamında 1892 çeşit bitkisel ilaç tarif edildi ve bu, Çin’in bitkisel eczacılık tarihindeki en büyük bitkisel ilaç koleksiyonu oldu.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1949 yılından sonra, bitki, denetim, kimya ve ilaç teorisi gibi alanlarda yapılan geniş bilimsel araştırmalar, ilaçların kaynaklarını saptamak, gerçek ve sahte ilaçları ayırt etmek ve ilaçların hastalıkların tedavisinde oynadıkları rolü açıklamak için bilimsel dayanaklar sağladı. Ülke genelinde ilaç kaynaklarının araştırılması temelinde, 1961 yılında “Geleneksel Çin İlaçları Terimleri” adlı çalışma yayımlandı. Böylece kayıtlı geleneksel Çin ilaçlarının sayısı 5767 çeşide ulaştı. Bunun yanı sıra, çeşitli geleneksel Çin ilaçları ile ilgili sözlükler, geleneksel Çin ilaçları ile ilgili birçok özel eser, gazete ve dergiler de yayımlandı. Geleneksel Çin ilaçlarını araştıran ve üreten ve de geleneksel Çin eczacılığı dersi veren kuruluşlar da ardı ardına kuruldular.
Geleneksel Çin ilacının kaynağı
Toprağı geniş olan Çin’deki karışık coğrafi yapı, çeşitli iklim şartları ve değişik doğal ortamlar, çeşitli bitkisel ilaçların üretilmesine elverişli koşulları sağladılar. Şimdi Çin’de 8000’den fazla çeşit geleneksel Çin ilacı üretilmektedir. Daimi olarak kullanılan bitkisel ilaçlarının sayısı, 600 çeşidi aşmıştır. Geleneksel Çin ilaçları, hem miktarı, hem de çeşidiyle dünyada ilk sırada yer almaktadır. Günümüzde Çin’de üretilen geleneksel Çin ilaçları, yurtiçinin ihtiyacını karşılarken, 80’den fazla ülke ve bölgeye de ihraç edilmektedir ve birçok ülkenin halkları tarafından beğenilerek kullanılmaktadır.
Geleneksel Çin ilaçlarının toplanması ve işlenmesi
Bitkisel ilaç maddesi toplanması, geleneksel Çin ilaçlarının üretilmesinde çok önemli bir halkadır. Çinli eczacılar, değişik ilaçların hammaddesinin değişik mevsimlerde toplanması gerektiğini vurgulamaktadırlar. Bitkisel ilaçların üretildikleri değişik aşamalarda içerdikleri unsurlar ve miktarlar farklı olduğu için, ilaçların tedavi sonucu ve yan etkileri de aynı değildir. Dolayısıyla, bitkisel ilaçların zamanında toplanması, ilacın tedavi veriminin ve yan etkilerinin azalmasını sağlayabilir. Genellikle bitkiler, dalları ve yapraklarının bol bol olduğu ve çiçeklerinin ilk açtığı zamanda toplanıyor. Çiçekli ilaç maddesi ise, çiçekleri açmadan önce toplanmalıdır. Meyvesi ve tohumu ilaç olarak kullanılan bitkisel hammaddeler, genellikle meyvenin olgunlaşmasından sonra toplanıyor. Bitkinin kök ve gövdesinin kullanıldığı ilaç maddesi, genellikle sonbaharın sonunda veya ilkbaharda toplanıyor. Kök ve ağaç kabuğunun ilaç maddesi, genellikle bahar ve sonbahar mevsimlerinde toplanıyor. İlaç hammaddesi olarak kullanılan hayvanlar ise, büyüdüğü ve yaşadığı mevsimlere göre avlanarak toplanıyorlar. Madensel ilaç maddesinin toplama zamanıyla ilgili belirgin bir talimat yoktur.
Toplanan hammadde işlendikten sonra kullanılır. İşleme yöntemleri şudur: Seçmek, dilimlemek, haşlamak, kurutmak, buharda pişirmek, suda pişirmek, mayalaştırmak, filizlendirmek, arındırmak ve damıtmak. İşlenmiş ilaç hammaddesi eczanelerden ve ilaç fabrikalarından sağlayabilir. İşlenmiş değişik ilaç maddelerinin saklanması için, özelliklerine göre güneş altında, gölge altında, kurutucu cihazda ve kireçte kurutma gibi yöntemler kullanılır. Bazı ilaç maddelerinin çürüme, buharlaşma, nemli havada bozulma, erime, böcekler tarafından yenme ve yağını kaybetme nedenleriyle etkilerini kaybetmelerini önlemek için, ışık ve hava geçirmez şekilde paketlemek ve kimyasal ilaçlarla tütsülemek gibi yöntemler kullanılmalıdır. İlâçların güvenliğini ve etkililiğini sağlamak için, ilaç hammaddesinin, kullanılmadan önce gerçek olup olmadıkları iyice kontrol edilmeli.
Geleneksel Çin ilacının Kullanımı
Eski geçmişe sahip olan geleneksel Çin ilaçlarının kullanımı, Çin’in gelişmesinde büyük rol oynamakta ve şimdiye kadar insanın sağlığının korunmasında önemli bir yer almaktadır. Geleneksel Çin eczacılığının teorisi ve pratik tecrübesi, geleneksel Çin kültürünün özelliğini gösterir. Çoğunluğu doğadan alınan geleneksel Çin ilaçlarının zehiri ve yan etkisi çok azdır. Bir çeşit ilaç içinde birçok unsur bulunduğu için, birçok hastalığı tedavi eder. Genellikle birkaç geleneksel Çin ilacı değişik oranlarla birleştirilerek kullanılır. Uygun orana göre karıştırılarak kullanılan geleneksel Çin ilaçları, hem karışık hastalıkların tedavisine, hem ilaçların etkisinin yükselmesine, hem de zehirinin azalmasına yararlı olur.
Geleneksel Çin ilacının kullanımı, geleneksel Çin tıbbı teorisine göre, ilacın insan vücudunda yarattığı tedavi sonucuna dayanarak gerçekleştirilir. Geleneksel Çin ilaçlarının tedavi etkisi, ilacın özelliklerinden kaynaklanır. Geleneksel Çin ilaçlarının niteliği; şifalı otların dört özelliği (soğuk, sıcak, ılık ve serin), şifalı otların beş tadı (ekşi, buruk acı, tatlı, biberli acı ve tuzlu), çıkış ve iniş, batma ve yükseliş, damar ile zehirlilik özelliklerinden oluşuyor. Geleneksel Çin ilaçlarının etkili bir şekilde kullanılması için, çeşitli ilaçların birleşimi, yasakları, miktarı, kullanım yöntemi ve ayarlanması gibi temel bilgiler bilinmelidir. İlâçların birleşimi, hastalıkların gereğine ve ilaçların değişik özelliklerine göre, birkaç çeşit ilacının ortaklaşa kullanılmasıdır. Yasaklarda, bazı ilaçların bir arada kullanılmaması, gebe kadınların bazı ilaçların kullanmaması, bazı gıdaların yenmemesi ve bazı hastalıklar için bazı ilaçların kullanımının yasaklanması kapsanır. İlâç miktarı, tedavi uygulamalarda kullanılan ilaçların gramajıdır. Tek çeşit ilacın ve bir yetişkinin günde kullandığı ilaç miktarının ve de bir reçetede çeşitli ilaçların kullanıldıkları oranın belirtilmesidir. Verilen ilaçların oranları, ilaçların nitelikleri, ilacın şekli (şurup ve hap), birleşim tarzı, hastanın yaşı, vücut durumu, hastalık durumu ve değişik mevsimler gibi birçok faktöre göre saptanır.
Geleneksel Çin ilacının gelişmesi
Geleneksel Çin ilaçlarının araştırılmasının yönü, geleneksel üretim tecrübesinin sürdürülmesinin yanı sıra seçkin tohumların yetiştirilmesini güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Meselâ: İzotop ışığı ve biyoloji teknolojisiyle tohumların yetiştirilmesi yöntemiyle, meyan kökü, Huanqin ve Chaihu gibi ilaç yapımında kullanılan çok sayıda yabani bitkinin ve ithal edilmesi gereken 20’den fazla çeşit bitkinin yetiştirilmesine önemli katkı sağlanacaktır. Özellikle, bazı tohumların yozlaşmasını önlemek için, araştırma çalışmaları yoğunlaştırılacaktır. Aynı zamanda yeni kaynakların araştırılması ve geliştirilmesi çalışmaları da hızlandırılacaktır.
GELENEKSEL ÇİN TIBBI DOKTORU NASIL ŞİFALI BİTKİ FORMÜLÜ OLUŞTURUR?
Şifalı ot formülleri, herbir bitkinin avantajını kullanmak için geliştirilmiştir. Birçok bitkiyi biraraya getirerek, tedavi sonuçlarını uygulama ve geliştirme ile kalmıyoruz, aynı zamanda diğer bitkilerin yan etkilerini azaltıyor veya yok ediyoruz. Bu aynı zamanda komplike bir hastalığın tedavisini de mümkün kılıyor. İşte bu nedenle az sayıda Geleneksel Çin Tıbbı Doktorunun sadece tek çeşit bitkiyi hastaları tedavide kullanıyor.
Formüller tedavi ilkeleri üzerine kurulur ve tedavi ilkeleri de sebeplere bağımlıdır. Hastalıkların değişik sebepleri olduğu için, şifalı bitki formülleri de farklılaşır.
Bir formül genelde 10-15 bitkiden yapılmakta ve yaklaşık dozajı da hastanın durumu ve tedavi temeline bağımlıdır. Denir ki “ilacı düzenlemek, orduda komutan olmaya benzer.” Genellikle formül dört parçadan oluşur, bunlar: imparator, başbakan, bakan ve elçi. Şifalı bitki olan İmparator, formüldeki en önemli role sahiptir. Bu şifalı bitki direk etiyoloji (sebepler bilimi) ve patoloji ile birlikte çalışır. Şifalı birki olan Başbakan, İmparator bitkinin sonucunu geliştirmesine yardımcı olur. Şifalı bitki olan bakan, ikinci dereceden semptomları tedavi eder ve imparator ile başbakanın yan etkilerini minimize eder. Şifalı bitki olan elçi, formülün tadını ayarlat ve diğer diğer şifalı otların özellikleriyle uyum sağlar.
Klinik tespitlere göre, bir durum için aynı formülü devamlı uygulamak uygun değil. Genellikle doktorlar, hastanın durumundaki değişmeye, yaşına ve cinsiyetine göre formülleri değiştirir. İlk olarak, formüldeki şifalı bitki sayısı değiştirilebilr. Eğer hastanın temel şikayeti değişmezse, ama ikincil şikayeti değişirse, doktor yeni şikayeti tedavi için şifalı bitki ekler, birincil şikayetinin tedavisinde kullanılan otları çıkarır. Bu uygulama şimdi kullanılmamaktadır. Bunun yanısıra hastalıktaki değişime göre formüldeki herbir bitkinin dozajı değiştirilebilir. Bitkinin dozajını artırmak veya azaltmak, tedavinin temellerini de değiştirebilir.
Çin tıbbının binlerce senelik deneyimi, nesilden nesile aktarımıyla, değişik hastalık tedavilerinde yüzlerce mükemmel klasik formüller kullanılabilmektedir. Her çeşit hastalığın tedavisinde çok etkili olduğu ispatlanmıştır. Bazen formülleri klasik fomüllere dayandırarak tanımlarız, hastanın durumuna bağlı olarak bazı bitkileri ekler veya çıkarır, dozajı ayarlarız.
ÇİN TIBBI KONUSUNDA GENEL BİLGİLER
Geleneksel Çin tıbbı uzun süreli tedavilerde ve yaşamsal deneyimlerle sürekli sentez ve analiz yoluyla gitgide oluşan özel bir kuramsal tarza sahip tıp sistemidir.
Geleneksel Çin tıbbının temel gelişimi
Geleneksel Çin tıbbı, Çin’de yaşayan çeşitli toplumların, tıp sistemlerinin ortak adı olarak nitelendirilir. Geleneksel Çin tıbbına, Han, Tibet, Moğol ve Uygur gibi etnik toplulukların tıp sistemleri dâhildir. Çin’de Hanların en kalabalık nüfusa ve en eski özgün yazıya sahip olması nedeniyle, Hanlıların tıp sistemi, Çin’de ve dünyada büyük etki yarattı. 19. yüzyılda, Batı tıbbının Çin’e girerek yaygınlaşmasından sonra, Batı ve Çin tıpları arasında meydana gelen değişikliklerden dolayı Han tıp sistemi, geleneksel Çin tıbbına dâhil oldu.
Geleneksel Çin tıbbının tarihi
Geleneksel Çin tıbbında, Han tıp sistemi, en zengin uygulamalı ve kuramsal birikime ve en eski tarihe sahiptir. Geleneksel Çin tıbbının kaynağı, Çin’in Sarı Nehir bölgesidir. Çok eskiden kendi bilgi sistemini kuran geleneksel Çin tıbbı, uzun vadeli gelişme sürecinde değişik tarihi dönemlerde geliştirildi. Birçok ünlü hekim, çeşitli önemli tıbbi görüşler ve tıp eserleri ortaya çıkardılar.
3 bin yıl önceki Yin-Shang hanedanlığı dönemine ait kemik üzerine yazılı bir buyrukta, Çin’deki sağlık sistemi ve 10’dan fazla hastalık hakkında tarifler bulunur. Zhou hanedanlığı döneminde, gözlem, koklama, dinleme, elle muayene, ilaç, akupunktur ve ameliyat gibi yöntemlerle, hastalıkların teşhis ve sağaltımına başlandı. Qin-Han hanedanlığı döneminde, “Huandi Neijing” adlı ayrıntılı kuramsal bir tıp eseri de yayımlandı. Bu, şimdiye kadar bulunan geleneksel Çin tıbbına ilişkin en eski kuramsal eserdir. Hekim Zhang Zhongjing tarafından yazılan “Shang Han Lun” adlı bir eserde, birçok hastalığın muayene ve sağaltım ilkesi açıklanır. Bu kuramsal bilgiler, bundan sonraki tıbbi gelişmeye temel oluşturur. Han hHanedanlığı döneminde, Çin’de cerrahlık çok yüksek düzeye ulaştı. “Üç Devlet Dosyası” adlı bir kitapta, ünlü hekim Hua Tuo’nun anestezi yoluyla hastalara çeşitli ameliyatlar uyguladığı anlatılır.
Weijin Kuzey-Güney hanedanlığı (220-589) ve Suitang 5 hanedanlığı (581-960) arasında, nabza bakma teknikleri büyük gelişme kaydetti. Jin hanedanlığı döneminde, Hekim Wang Shuhe tarafından yazılan, “Nabız Durumları” adlı kitapta, 24 nabız durumu yer alır. Bu kitap, yalnız geleneksel Çin tıbbına büyük etki yapmakla kalmadı, etkisi yabancı ülkelere de yayıldı. Bu dönemde tıp bilimiyle ilgili çeşitli dallar günden güne olgunlaşıyordu. Akupunkturla ilgili “Akupunkturun A ve B Teorisi”; eczacılık ile ilgili “Baopuzi”, “Zhouhoufang” ve “Leigong Paoyan Lun”; cerrahiyle ilgili “Liujuanzi Guiyifang” ve “Çeşitli Hastalıkların Kökleri”; çocuk hastalıklarıyla ilgili “Lulu Jing” yazıldı. “Yeni Ben Cao Gang Mu” ise dünyadaki ilk eczacılık eseri oldu. Gözle ilgili özel eser, “Yin Hai Jing Wei” adlı bir kitaptı. Öte yandan; Tang hanedanlığı döneminde Sun Simiao ve Wang Tao tarafından eczacılık la ilgili “Qian Jin Yao Fang” ve “Wai Tai Mi Yao” gibi büyük tipteki reçete kitapları yayınlandı.
Song hanedanlığı döneminde (960–1279) tıp ve akupunktur eğitimine büyük ıslah yapıldı. Wang Weiyi, akupunktur noktalarıyla ilgili “Bakır İnsan Heykeli Akupunktur Noktaları Resmi” adlı kitap yazdı, daha sonra öğrencilere ders vermek amacıyla, vücut üzerinde akupunktur noktalarının gösterildiği, gerçek insan gibi büyüklüğünde iki heykel yaptı. Onun bu eğitim çalışmaları akupunkturun geliştirilmesine büyük etki yarattı. Ming hanedanlığı döneminde (1368–1644) bazı tıp uzmanları, humma ve bulaşıcı hastalıklar arasındaki farklığa doğru tanı koydular. Qing hanedanlığına kadar, ateşli hastalıklarla ilgili kuram olgunlaşma aşamasına ulaştı ve “Ateşli Hastalıkların Açıklanması” gibi özel kitaplar da yayımlandı.
Ming hanedanlığı döneminde, Batı tıbbı Çin’e getirilmeye başladı. Birçok tıp adamı, geleneksel Çin tıbbı ve batı tıbbının birlikte kullanılması ve çağımızda geleneksel Çin tıbbı ve Batı tıbbının birleşmesinin mükemmel bir sistem oluşturacağını savundular.
Geleneksel Çin Tıbbının Temel Kuramı
Geleneksel Çin tıbbının temel kuramı, insanın “can”ının hareketi ve hastalık durumundaki değişikliklerle ilgili teorileri kapsar. Aralarında “Yin” (negatif) ve “Yang” (pozitif) “Wu Xing” “Yunqi” “Zangxiang” ve “Jingluo” gibi kuramlar ile hastalıklara yol açan nedenler, sağaltım yöntemleri ve ilkesi, bağışıklık ve beslenme gibi konular yer alır.
“Yin” ve “Yang” Kuramı eski Çin felsefesine dayanır. İnsanlardaki çelişkili durumları incelemek yoluyla, bununla ilgili görüşler, gittikçe “Yin” ve “Yang” kavramını oluşturdu; “Yin” ve “Yang” adı verilen iki enerji arasındaki dengenin korunmasına göre bir olgunun hareketi ve değişikliği açıklandı. Geleneksel Çin tıbbı “Yin” ve “Yang” ile ilgili zıtlaşma ve birleşme düşüncesine göre insan vücudunun üstü ve altı, sağı ve solu, içi ve dışı arasındaki ve de insanın canının doğa ve toplum gibi dış halkalar ile karışık ilişkilerini açıkladı. “Yin” ve “Yang” arasındaki zıtlaşma ve birleşmenin denge durumunda bulunması insanın normal yaşamını sağlayan temeldir. “Yin” ve “Yang” arasındaki dengenin bozulması durumunda hastalık ortaya çıkacaktır. Canın normal hareketi de olumsuz etkilenecektir.
“Wuxing” Kuramı; ağaç, alev, toprak, altın ve su gibi beş elementle, nesnel dünyadaki değişik varlıkların özelliklerini açıkladı ve söz konusu beş etmenin karşılıklı etkileşimine ilişkin hareketli modele göre, varlıklar arasındaki karşılıklı bağlantıları ve değişiklikleri açıkladı. Geleneksel Çin tıbbı ise, “Wuxing” Kuramı’na göre insan vücudundaki çeşitli organlar arasındaki bağlantıları ve iç organları arasındaki dengenin bozulmasının hastalıklara yol açtığı nedenleri açıklarken, iç organlarımızla ilgili hastalıkların sağaltımına yardımcı olur.
Taşıma ve Hava Kuramı; “Beş Taşıma ve Altı Hava” olarak adlandırıldı. Bu kuram, doğada meydana gelen kronolojik, meteorolojik ve iklimsel değişiklerin insanın sağlığına ve hastalıklarına yaptığı etkileri inceleyerek araştıran bir kuramdır. Beş Taşıma Kuramı’nda; ağaç, ateş, toprak, altın ve su taşıması kapsanır. Anlamı; bir yıl boyunca doğada orta bahar, yaz, uzun yaz, sonbahar ve kış mevsimlerinin dolaşımıdır. Altı Hava Kuramı’nda; bir yılın dört mevsimindeki rüzgâr, soğuk, sıcak, nem ve ateş gibi altı iklim unsuru kapsanır. Hava Taşıma Kuramı; takvimden alınan veriler ışığında, yıllık ısı değişimleri ile hastalıklar arasında düzenli bağlantıları bulur.
İç Organların Durumu Kuramı; insanın beş dolu iç organını (kalp, karaciğer, akciğer, dalak ve böbrek), altı boş iç organını (kalın bağırsak, ince bağırsak, safra kesesi, sidik torbası, mide ve “Sanjiao”, yani iç organları barındıran ve çalışmalarını düzenleyen üç vücut boşluğu), kalıcı organları ve unsurları (beyin, kemik iliği, kemik, atar damar, safra kesesi ve rahim), bunların işlevlerini ve hastalık nedenlerini inceleyen bir teoridir.
Esas ve Yan Kanallar Kuramı ve İç Organlar Kuramı arasında sıkı bir ilişki vardır. Esas ve yan kanallar, insan vücudunda, nefes ve kan gönderen kanallar olarak, içten dışa, yukarından aşağıya, insanın çeşitli kısımlarını birbirini bağlamakta rol oynuyor. Hastalık nedeniyle, esas ve yan kanallar sisteminde değişiklikler meydana gelir, buna parelel hastalık belirtileri ortaya çıkar. Bu belirtilerden, hastalık nedenleri anlaşılır.
GELENEKSEL ÇİN TIBBININ MUAYENE YÖNTEMİ
Geleneksel Çin tıbbında doğru bir sağaltım için; bakmak, koklamak, sormak ve nabız almak, hastayı veya hastanın durumunu bilenlerle görüşmek gibi yöntemlerle, hastayla ilgili çeşitli bilgiler alınır. Geleneksel Çin tıbbında bakmak, sormak, dinlemek ve koklamak ile nabız almak, “Dört muayene yöntemi” olarak adlandırılır. Muayene çalışmasında bu dört muayene yönteminin birlikte kullanılması durumunda, hastalığa doğru teşhis konulabilecektir.
Bakarak muayene
Bakarak muayene, iç organlar ile esas ve yan kanallar gibi teorilere göre gerçekleştirilen muayene yöntemleridir. İnsan vücudunun dışı ile beş dolu iç organ ve altı boş iç organ arasında yoğun ilişkiler mevcuttur. İnsan vücudundaki beş dolu iç organ ve altı boş iç organın işlevlerinde değişiklikler ortaya çıktığı takdirde; tabii ki insanın vücudu dışındaki ruhunda; rengi, görünüşü ve durumunda değişiklikler belirir. Dolayısıyla, vücut dışında ve görünen unsurların durumuna ve işlevlerinin değişikliklerine bakmak yoluyla da iç organların değişiklikleri teşhis edilir.
Bakarak muayenenin somut adımlarında, ruha bakmak, renge bakmak, görünüşe bakmak, başa, boyuna ve yüzdeki organlara bakmak, tene bakmak, esas ve yan kanallara bakmak ve dışkılara bakmak kapsanır. Bunlar arasında ruha, yüz rengine ve dile bakmak en önemli oluyor. Çünkü yüz ve dilin çeşitli görünüşleri, büyük ölçüde iç organların işlevsel değişikliklerini belirler.
Dinleme ve koklama muayenesi
Dinleme ve koklama muayenesi doktorun kendi dinleme ve koklama organlarıyla hastanın vücüdu içinden işitilen seslere ve dışkılarına göre yaptığı muayenedir.
Doktor sesi dinlemek yoluyla yalnız sesin çıktığı organı muayene etmekle kalmayıp, sesin değişikliğine göre diğer organlardaki hastalıkları da teşhiş edebilir. Dinleme ve koklama muayenesinde dinlenmesi gereken sesler, konuşma, nefes, öksürük, hıçkırık gibi seslerdir.
Koklama muayenesinde, hastalığa yakalanan organlardan ve hastanın oturduğu odadan çıkan iki kötü kokunun koklanması kapsanır. Hastalığa yakalanan organların kötü kokusu, genellikle zehirli faktörün insanın iç organlarında bulunmasından kaynaklanan anormal kokudur. Hastanın oturduğu odada koklanan kokular ise hastalığa yakalanan organlardan ve hastanın vücudundan boşaltılan dışkıdan gelir. Meselâ; bulaşıcı hastalığa yakalananların boşalttığı kötü kokuyla tüm oda dolar.
Sorarak muayene
Sorarak muayene, doktorun diyalog yoluyla hastaya ve onu tanıyanlara hastalığa yakalanmasının nedenini, hastalığının gelişmesini, şu andaki durumu ve tedavi süreci gibi bilgileri sormasıdır. Sorarak muayene, nesnel olarak bazı hastalık nedenlerinin kolayca anlaşılamamasından dolayı; örneğin hastalığın belirtilerinin tamamen görülememesi durumunda kullanılan önemli bir muayene yoludur. Sormak yöntemiyle, hastalığın teşhisi için daha fazla ipucu toplanabilir. Örneğin; hastanın günlük yaşamı, çalışma ortamı, yemek alışkanlığı ve evliliği gibi konularda çeşitli bilgiler elde edilebilir.
Sorarak muayenede soyadı, yaş, meslek, evlilik, ırk, adres, muayene tarihi, şikâyet, şu anki hastalığın geçmişi, şu anki hastalığın gelişmesi, geçmişteki diğer hastalıklar, ferdin ve ailenin geçmişi kapsanır. Şu anki hastalığa ilişkin sorulması gereken bilgiler arasında da soğukluk ve sıcaklık hissi, uyku ve duygusal durum ile idrar ve dışkı kapsanır.
Nabız Alma ve Elle Muayene
Nabız alma ve elle muayene kapsamında, elle muayene, doktorun elle, hastanın vücudunun çeşitli yerlerine vurma, bastırma ve sıvazlama gibi yollarla muayene etmesidir. Nabız almak, doktorun, hastanın nabzını tutmak yoluyla, hastanın vücudu içinde meydana gelen değişikleri anlamasıdır. Elle muayenede doktor, hastanın vücudunun bazı yerlerini vurarak, bastırarak ve sıvazlayarak, bazı anormal değişiklikleri bulup, hastalığa yakalanan yerlerin niteliğini ve seyrini kontrol eder.
Geleneksel Çin Tıbbı
Çin tıbbı ve eczacılığı, bir kaç bin yıllık bir tarih boyunca kazanılan pratik deneyim ve teorik bilginin zengin bir bileşimidir. Geleneksel Çin tıbbı (TCM) ile tedavide ilk olarak hastalığın belirtileri araştırılmakta, daha sonra buna uygun tedavi yöntemi belirlenmektedir. TCM, "bir durumu tedavi ederken temelindeki nedenini araştır", "harici belirtiler hızla tedavi edilebilir, temel nedenlerin tedavisi ise sabır gerektirir", ve "tedaviden çok önlemeye ağırlık verilmesi" gibi kapsamlı ilkelere dayanmaktadır. Bu ilkeler, dört muayene yöntemini kapsayan TCM'nin temelini oluşturmaktadır: cildin gözle muayenesi, stetoskop ile dinleme, nabzın ölçülmesi ve hastanın durumu konusunda doğrudan sorular sorulması.
Bu muayene ve analizler sonucunda gerçek koşulların belirlenmesinden sonra uygun tedavi yöntemine geçilir. Eski zamanlardan bu yana devam eden pratik kullanım, bu ilkelerin etkinliğini ve bilimsel güvenilirliğini kanıtlamıştır. TCM'de bir çoğu şifalı bitkilere veya köklere dayalı çok çeşitli ilaç malzemeleri kullanılmaktadır. Çin ilaçları hap, kaynatılmış öz, toz veya yağ olarak alınmaktadır. Bir çok kaynatılmış öz, çok sayıda şifalı bitkiden elde edilmektedir.
Çin, kendi modern tıp sistemini geliştirirken her iki yaklaşımın kendi üstünlükleri ve zayıflıkları dikkate alınarak Batı ve Çin yöntemleri ve kuramlarının sentezinin elde edilmesi iÇin çaba harcanmaktadır. Çin tıbbı, Batı tıbbı ve birleştirilmiş Çin ve Batı tıbbı, bir arada bulunmaktadır. 1995'te Çin'de 227,000 yatağa sahip 2,482 TCM hastanesi bulunuyordu. 466,000'in üzerinde teknisyen Çin tıbbı konusunda uzmanlaşmaktadır ve genel ve uzmanlaşmış hastanelerin yüzde 95'inde Çin tıbbı bölümleri bulunmaktadır. Kırsal bölgelerdeki mesleki eğitim almış doktorların büyük bölümü, TCM kullanarak tedavi yapabilmektedir. 32 TCM yüksek okulu ve etnik azınlık tıbbi okulu bulunmaktadır. Günümüzde Çin'de geleneksel Çin tıbbı ve eczacılığı konusunda uzmanlaşan 77 bilimsel araştırma kurumu vardır. Çin'in en büyük hastanesi olan Beijing'deki Çin-Japon Dostluk Hastanesi, Çin ve Batı tıbbını birleştirmektedir.
TCM ilaç tedavisi genellikle akupunktur, mesaj terapisi ve qigong (nefes alma egzersizi) ile birlikte uygulanmaktadır. Akupunktur tedavisi ve akupunktun anestezisi, bütün dünyada 120'den fazla ülkede ve bölgede kullanılmaktadır. Çin ve Batı tıbbı tedavilerinin bir bileşimi, akut mide ve bağırsak hastalıklarından muzdarip olan bazı hastaların, ameliyata başvurmadan hızla iyileşmesini sağlayabilmektedir. Aşırı yanıklar, kırıklar, kalp ve beyin dolaşım sistemi hastalıkları, tümörler, böbrek hastalıkları, karaciğer iltihabı ve kronik solunum borusu iltihabının tedavisinde Çin ve Batı yöntemlerinin birlikte kullanılması ile büyük başarılar elde edilmiştir.
Ana ve Çocuk Sağlığı
Çin'de 15 yaş ve altındaki çocuklarla 16 yaş ve üzerindeki kadınlar, nüfusun üçte ikisini oluşturmaktadır. Bu nedenle, bu iki gruba yönelik sağlık hizmetleri büyük önem taşımaktadır. Genel hastanelerdeki doğum ve çocuk bölümlerine ilave olarak uzmanlaşmış doğumevleri, çocuk hastaneleri ve ana ve çocuk bakımı merkezleri bulunmaktadır. 1995'te Çin'de 30,000'in üzerinde yatağa sahip 330'u aşkın kadın hastalıkları ve doğum hastanesi ve sağlık bakım merkezi bulunuyordu. 1995'te ayrıca 9,000 yataklı 35 çocuk hastanesi ile 2,832 ana ve çocuk sağlığı ocağı vardı. Yukarıda belirtilen uzmanlaşmış sağlık kurumları ile birlikte kentsel ve kırsal temel sağlık kuruluşları ve genel hastanelerin doğum ve çocuk bölümleri, kadın ve çocuklar iÇin ülke çapında bir sağlık bakım ağı oluşturmaktadır.
Çocuk doğumuna ilişkin yeni yöntemler, 1950 yılından bu yana bütün ülkede yaygınlaştırılmaktadır. 1978'den itibaren hamile kadınlar iÇin bir sağlık bakım programı uygulanmaktadır. 1980'lerden sonra ana ve çocuk bakımı ve planlı bağışıklık sorumluluk sistemi geliştirilmiştir. Bütün bunlar ana ve çocuk bakımı kalitesini büyük ölçüde artırmış, ana ve çocuk bakımı kapsamını genişletmiştir. Sonuçta 1949 yılında binde 15 olan hamile kadınlar arasındaki ölüm oranı, 1995'te binde 0.619'a düşmüştür. Kadınların sağlığının daha iyi korunması iÇin Çin hükümeti, adet, hamilelik, doğum, emzirme ve menapoz dönemlerinde kadınlar iÇin koruyucu önlemler alınmasını öngören "Kadın İşçi ve Memurlar iÇin İsçi Koruma Yönetmeliği", "Kadın İşçi ve Memurların Sağlık Bakımı konusundaki Geçici Yönetmelik", ve "Ana ve Çocuk Sağlığı Yasası"nı yayınlamıştır. Örneğin, kadın memur ve işçiler, ağır, yüksek sıcaklıklarda ve soğuk suda çalışma yanısıra adet dönemleri sırasında büyük gayret gösterilmesini gerektiren açık alandaki çalışmalardan muaf tutulmaktadırlar. Hamile memur ve işçilerin, çalışma yükü azaltılmakta ve yedinci aydan sonra gece vardiyasından muaf tutulmaktadırlar. Tam ücretli doğum izni genellikle 90 gün sürmektedir. Çocuklarını emzirmekte olan çalışan annelere, çocuklarını beslemeleri iÇin çalışma saatleri iÇinde günde iki kez 30 dakika izin verilmektedir. Oldukça fazla sayıda kadın işçi ve memura sahip birimlerin kadın işçiler iÇin kliniklere, hamileler iÇin dinlenme odalarına, emzirme odalarına ve çocuk bakım kolaylıklarına sahip olmaları zorunludur.
Çin hükümeti, çocuklar iÇin planlı bir bağışıklık kazandırma programı uygulamaktadır. Çocuklara doğumda planlanan aşıların gösterildiği bir kart verilmektedir. Yapılan aşılar arasında boğmaca, difteri toksoid ve tetanus toksoid karışımı, BCG (Bacillus Calmette-Guerin), çocuk felci ve kızamık aşıları bulunmaktadır. İlk aşılama ve bebeklik dönemi sırasındaki daha sonraki ilave aşıların masrafları devlet tarafından karşılanmaktadır. Yeni doşmuş bebekler ve bebeklerin bakımına ilişkin sistemli yöntemler, aile planlama politikaları ile birlikte uygulanmaktadır. Çocukların gelişimi, düzenli kontrollerle izlenmekte ve dosyaları tutulmaktadır. Bu yöntem, kansızlık, raşitizm, zatürree ve ishal gibi yaygın çocukluk hastalıkları ile mücadelede yardımcı olmaktadır. 1985 yılında yapılan bir çocuk sağlığı izleme anketi, bir ile yedi yaş arasındaki çocukların ortalama boyunun, 1975 yılındaki ortalamaya göre 1.5 santimetre arttığını ve ortalama ağırlığın 0.5 kilogram arttığını göstermiştir. 1995 yılında yapılan üçüncü anket, Çinli çocukların gelişme düzeyi ve beslenme durumunun iyileşmeye devam ettiğini, bir ile yedi yaş arasındaki çocukların boyu ve ağırlığının, özellikle ekonomik açıdan hızla gelişen bölgelerde ikinci anketle karşılaştırıldığında arttığını ortaya koymuştur.
Hastalık Önleme ve Tedavi
Her düzeydeki Çin sağlık kuruluşu, ilk önce hastalıkların önlenmesi ilkesini uygulamaktadır. Bulaşıcı hastalıklar, salgın hastalıklar, parazitsel hastalıklar ve mesleki hastalıkların önlenmesi ve gerektiğinde tedavi edilmesi iÇin etkin önlemler alınmaktadır. 1950'lerin başında Çin, çiçek, veba, humma, kala-azar ve zührevi hastalıkları hemen hemen veya tamamen ortadan kaldırmıştır. Daha sonra sistosomiasis, sıtma, salgın guatr, Keshan hastalığı ve Kaschin-Beck hastalığı kontrol altına alınmıştır. Bağışıklık kazandırma programları, çocuk felci, kızamık, difteri, boğmaca ve salgın anse-
falit vakalarını önemli ölçüde azaltmıştır. Kentsel ve kırsal bölgelerde yaşayan vatandaşların sağlık durumlarında 1949'dan bu yana büyük gelişme kaydedilmiştir. Ortalama yaşam süresi, 35'ten 71'e çıkmıştır.
Geçmişte başlıca ölüm nedenleri, bulaşıcı ve parazitsel hastalıklardı. Bugün ise bunların yerini gelişmiş ülkelerde tipik ölüm nedenleri arasında bulunan beyin ve dolaşım sistemi hastalıkları, kalp hastalıkları ve habis tümörler almıştır. İlgili araştırma kurumları ve sağlık kuruluşları, bu hastalıkların önlenmesi ve tedavisi iÇin daha iyi yöntemler bulunması amacıyla çalışmalar yapmaktadırlar. Yemek borusu, karaciğer ve nazofarinks kanserlerinin erken teşhisi ve tedavisi yanısıra yüksek tansiyon, felç ve koroner kalp hastalıklarının önlenmesi ve tedavisi alanlarında somut ilerleme kaydedilmiştir. Çin'de kopan kol ve bacakların dikilmesi ve koryoepiteliyoma tedavisi uluslararası gelişmiş dü zeydedir.
Kentsel ve Kırsal Sağlık Hizmeti
Kentsel ve Kırsal Sağlık Hizmeti Ağının Kurulması Halk Hükümeti, 1950'lerden bu yana tıp ve sağlık sisteminin geliştirilmesi ve sağlık personelinin eğitilmesi iÇin büyük gayret göstermektedir, ülke çapında bir sağlık ağı oluşturulmuştur. 1995'in sonunda 3.142 milyon hastane yatağı sağlayan ve 5.373 milyon kişilik personele sahip 190,000'den fazla sağlık kuruluşu bulunuyordu. Bu rakamlar, 1949'daki duruma göre sırasıyla 37, 10.6 ve 51.8 kat artış olduğunu ortaya koymaktadır.
Çin hükümeti, tıp ve sağlık hizmetlerini geliştirmek iÇin çeşitli yöntemler kullanmaktadır. Devlete ve kollektif işletmelere ait sağlık kuruluşları etkin bir şekilde geliştirilmiştir. Nitelikli özel sağlık klinikleri de desteklenmektedir. Bir çok büyük ve orta ölçekli sağlık kuralı-202 su devlete aitken temel düzeydeki sağlık kuruluşlarının çoğu kollektif mülkiyete tabidir. Kişilere ait özel kuruluşlar, devlete ait ve kollektif sağlık kuruluşlarını tamamlamaktadır. 1995'de 172,000 sağlık işçisi özel sağlık sektöründe işyeri açmıştır. Büyük ve orta büyüklükteki kentlerde, kent ve ilçe düzeyindeki hastaneler, mahalle hastaneleri, klinikleri ve sağlık ocakları tarafından tamamlanmaktadır. Devlet organları, okullar, fabrikalar ve madenlerin kendi uygun klinikleri vardır.
Çin'in nüfusunun yüzde yetmişi kırsal kesimde yaşamaktadır ve bu nedenle kırsal tip ve sağlık hizmetlerinin geliştirilmesine öncelik verilmiştir. Çin'deki her ilçenin kendi genel hastanesi, salgın hastalıklarla mücadele ocağı, ana ve çocuk bakımı merkezi vardır. Bazı ilçeler ayrıca ileri düzeyde sağlık araştırmaları okulları ve sağlık meslek okulları, tıbbi muayene ocakları ve belirli hastalıklar iÇin uzmanlaşmış kuruluşlar açmışlardır. İlçe düzeyindeki kamu sağlığı kuruluşları, hastalık önleme ve tedavi merkezleri olarak hizmet vermektedirler. 1995'te Çin'in kırsal kesimlerinde 733,000 yatağı ve 919,000 sağlık ve teknik personeli bulunan 52,000 hastane vardı. 1995'te ülkede toplam 1.052 milyon köy doktoru ve sağlık teknisyeni bulunuyordu. Bu doktorlardan 920,000'i teknik lise düzeyinde özel eğitim almıştı. Bugün, çeşitli düzeylerdeki yerel yönetimler, Dünya Sağlık Örgütü'nün 2000 yılına kadar yaygın sağlık hizmeti verilmesi hedefinin gerçekleştirilmesi iÇin "birinci aşama kırsal tip ve sağlık planı"nı gerçekleştirmektedirler.
Mevcut işçi sigorta sisteminde işçiler ve memurların sağlık giderleri, devlet tarafından karşılanmaktadır ve hasta sadece kayıt ücretinin ödenmesinden sorumludur. Ekonomik yeniden yapılanmanın derinleş-tirilmesiyle birlikte sağlık sigortası sisteminde de sağlık sigortası fonlarının hükümet ilgili birim ve kişi tarafından birlikte oluşturulmasını öngören bir reform uygulanmaktadır. Ancak şu anda bu reformun uygulanmasına yönelik adımlar, birimden birime değişiklik göstermektedir. Bazı birimler eski yolu izlemeyi tercih ederken bazıları da yapılan sağlık giderlerinin yüzde 5'i ila 10'unun çalışanlar tarafından ödenmesini öngören bir yöntemi benimsemişlerdir, işçiler ve memurlar, hizmet sürelerine bağlı olarak altı aya kadar hastalık izni iÇin normal ücretlerinin yüzde 60'ı ila yüzde 100'üne eşit hastalık parası, altı aydan sonraki hastalık izni iÇin de ücretlerinin yüzde 40'ı ila yüzde 80'ine eşit hastalık parası almaktadırlar. Emekli işçiler ve memurların sağlık giderleri devlet tarafından karşılanmaktadır. İşletmeler, işçi ve memurların bakmakla yükümlü oldukları birinci dereceden yakınlarının sağlık giderlerinin yüzde 50'sini ödemektedirler. Yüksek öğrenim kurumlarındaki öğrenciler de ücretsiz sağlık hizmetlerinden yararlanmaktadır. Devlet organları, işçi sendikaları, idari bölümler, büyük fabrikalar ve madenler, hastalanan işçiler ve kronik hastaların iyileşmesi iÇin ülkenin çeşitli yerlerinde senatoryumlar açmışlardır. Taşrada ise daha fazla imkanlara sahip bazı bölgelerde ücretsiz sağlık hizmetleri verilmesine karşın genellikle insanlar kendi sağlık giderlerinden sorumludur. Son yıllarda köylerde ilk kez kooperatif sağlık hizmeti sistemi, yeniden başlatılmış veya oluşturulmuştur. Kooperatif sağlık hizmeti, büyük ölçüde kamu sosyal yardım fonları ile finanse edilmekte, çiftçi aileleri de birey sayısına göre hesaplanan küçük miktarlar ödemektedirler. Köy klinikleri veya sağlık ocaklarındaki doktorlara giden köylülerden indirimli ücret alınmakta veya ücretsiz sağlık hizmeti verilmektedir. Hastanın bir kasaba veya ilçe hastanesinde tedavi edilmesinin gerekmesi halinde sağlık giderlerinin bir kısmı, kooperatif sağlık fonu tarafından ödenir.