“Doğudaki Tanıtım Elçilerimiz: Çin’deki Türkler” programında konuşan Guangzhou’daki Sun-Yat-Sen Üniversitesi Antropoloji doktora öğrencisi Ayşe Uyanık, Çinlilerle birçok açıdan birbirimize benzediğimizi hatırlatarak “Örneğin bayramlarda harçlık veriyorlar, evlilik öncesi çeyiz masraflarının önemli bir kısmı da bizdeki gibi erkek tarafından karşılanıyor” dedi.
Kerem Köfteoğlu’nun Youtube ve Yön Radyo’da sunduğu “Doğudaki Tanıtım Elçilerimiz: Çin’deki Türkler” programına katılan Guangzhou Sun-Yat-Sen Üniversitesi Antropoloji doktora öğrencisi Ayşe Uyanık, “Çinlilerle kültürel açıdan birbirimize benzediğimiz birçok nokta var. Bu benzerlikleri ataerkil aile yapısı, evlilik gelenekleri, misafirperverlik ve bayram harçlığı verme (hongbao) gibi alanlarda net olarak görüyoruz. Bu arada Guangzhou’da yaşayan Türkler ve onların hayatıyla ilgili tez hazırlıyorum” diye ekledi.
Antropolojinin insan bilimini inceleyen dal olduğunu hatırlatan Uyanık, aldığı eğitim gereği gözlemlediği Çinlilerle ilgili görüşlerini şöyle özetledi: “Çinliler 8 rakamını şans getirdiği için severken, 4 rakamını ölümü çağrıştığını için sevmezler. Renklerden de ölümü çağrıştırdığı için beyaz ve maviyi sevmezlerken kırmızı rengine bayılıyorlar. Bayram ve özel günlerde birbirlerine para veya hediyeleri ‘hongbao’ denen kırmızı zarfların içine koyarak veriyorlar. Teknoloji hayatımızın bir parçası olduğundan artık hongbao’lar Wechat uygulamasıyla veriliyor. Bir restoranın önünde 2-3 saat kuyrukta sırasını sabırla bekleyenleri görünce çok şaşırdım. Hatta bekleyen müşterinin canı sıkılmasın diye ona çerez verip, hatta manikür-pedikür bile yaptıklarını görünce şaşkınlığım ikiye katlandı. Türkiye’de böyle bir durumu görmek mümkün değildir. Bu arada, tek çocuk politikasından vazgeçilmiş olmasına karşın, Çin’deki yeni nesil arasında ikinci çocuk yapma konusunda istek olmadığına tanık oldum.”
“Kız öğrenciler için çok güvenli”
Türkiye’den Çin’e okumak için gitmek isteyen gençlere de seslenen Uyanık “Çin özellikle kız öğrenciler için son derece güvenli bir ülke” dedikten sonra konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Bilimi ve öğretmeyi çok seviyorlar. Bilim ve bilimsel araştırmaları değer veriyorlar. Takıldığım yerlerde sınıftaki arkadaşlarım ve hocalar yardımcı oluyorlar. Zaman zaman 10-12 kişilik ekipler oluşturulup bazı konulara tartışıyoruz. Her bireye söz verilip, görüşünü dile getirmesine izin veriliyor. Ödev veriyim sınıfı geçsin anlayışı yerine, öğrenciye dersi sevdirip onu geliştirecek imkanlar sunuluyor. Bu da eğitimin kalitesine olumlu yansıyor.”
Türklerin misafirine “çay içer misin?” diye sorduğunu Çinlilerin ise “hangi çayı içersin? “Diye sorduğunu belirten Uyanık, çay kültürü hakkında şunları söyledi: “Çin’de esas olarak 5 ana grupta toplanmış olan yeşil, beyaz, siyah, kırmızı diye bilenen sayısız çay çeşidi bulunuyor. Çay yaprakları ağaçtan topladıktan sonra kurutma döneminde farklı tada sahip oluyor. Bazı Çinlilerin evlerinde yıllardır kâğıda özene sarılıp muhafaza edilen çaylar bulmak mümkün. Yeşil çayın aramasını kaybetmemesi için dondurucuda saklanmasını öneriyorlar. Çay sunumu, çeşitleri farklı olsa da Türkiye ile Çin’in çaya olan tutku ve sevgisinin aynı olduğunu söyleyebilirim.”
You must be logged in to post a comment.